İ.Ö. I. YÜZYILDA ROMA’DA TRAFİK SORUNU
VE ARABA TRAFİĞİNE SINIRLAMA GETİREN BİR YASA
 
İ.Ö. 1. yüzyılda yaklaşık 900.000 insanı barındırdığı tahmin edilen Roma’nın dar sokakları araba trafiğini taşıyamaz bir hale gelmişti. Öyle ki, dört bir taraftan Roma’ya doğru akan, bir veya ikişer at, katır, öküz veya eşek tarafından çekilen arabaların oluşturduğu konvoylar trafiği kent merkezinde düğümlüyordu. Ayrıca, yan yana iki arabanın sığamayacağı kadar dar olan Roma sokaklarının tümü geliş-gidiş trafiğine açıktı. Bu nedenle, iki arabanın bir yoldan aynı anda geçmesi mümkün değildi. Bu yüzden, araba sürücüsünün emrindeki bir yardımcı caddenin diğer ucuna kadar koşup karşıdan gelen trağini kendi arabaları geçene kadar durdurmakla görevliydi. Nihayet, Roma’daki trafik sorununu diğer önemli bir nedeni de güçlü ve varlıklı kişilerin gösterişe olan meraklarıydı. Bu gibilerin eskort eşliğinde yola çıkan görkemli arabaları azımsanmayacakk bir sayıdaydı. Hatta, İ.S. 2. yüzyılda yaşayan Romalı ünlü tarihçi Cassius Dio’dan (XLIX.7) öğrendiğimize göre, Cornificius adındaki bir consul akşam ziyafetlerine bir fil eşliğinde gitmekteydi.
İtalya’daki Tarentum körfezinde yer alan antik Herakleia’da bulunmuş olan ve Tabula Heracleensis (“Herakleia Levhası”) adı verilen büyük bir bronz tablet üzerindeki Latince yasa metninden anladığımıza göre, Roma’daki trafik sorununa yasal bir çözüm arayan ilk kişi, Roma’yı İ.Ö. 49-44 yılları arasında dictator ünvanıyla yöneten Gaius Iulius Caesar (Sezar) olmuştu. Caesar, Lex Iulia Municipalis (“Iulius’un Yerel Yönetimler Yasası”) adı ile bilinen bu yasa ile,  halka hububat dağıtımının esasları, senatör adaylarında aranacak koşullar, yerel nüfus sayımının (census) kuralları, yolların (viae) kullanımı ve temizliği, kentteki arabaların (plostrum) yarattığı trafik sorunları vs. gibi birçok önemli konuda düzenlemeler yapmıştı. Caesar’ın İ.Ö. 45 yılına tarihlenen ve yalnızca 163 satırlık kısmı elimize geçen Yerel Yönetimler Yasası’nın trafikle ilgili bölümünün ilk satırları şöyleydi:    
«Gelecek Ocak ayının ilk gününden itibaren Roma sokaklarında veya Roma’nın sürekli ikamet edilen banliyölerinde güneşin doğuşu ile günün 10. saati arasında hiçbir kimse araba kullanmayacaktır. ...».
[Latincesi: «Quae viae in urbe Roma sunt erunt intra ea loca, ubi continenti habitabitur, ne quis in eis viis post kalendas Ianuarii primas plostrum interdiu post solem ortum neve ante horam X diei ducito agito ...»].
Bu yasa ile, kabaca sabah 06.00 ile öğleden sonra 16.00 arasındaki 10 saaatlik süre içinde Roma yolları özel araba trafiğine kapatılmıştı. Bu durumda, dışarıdan Roma’ya gelen ziyaretçiler artık arabalarını sur dışında bırakıp yürümek zorunda oldukları gibi, mal getiren/götüren kargo arabaları da kente ancak geceleyin girebileceklerdi. Bu önlemin Roma trafiğini ne kadar rahatlattığını bilmek zor; ancak belli ki bu yasa hayli uzun bir süre yürürlükte kalmıştı. Çünkü ünlü hiciv (satura) yazarı Iuvenalis, İ.S. 120’li yıllarda, taşla döşenmiş Roma caddelerinde geceleri yol alan arabaların çıkardıkları gürültünün Roma vatandaşlarını nasıl uykusuz bıraktığını şöyle anlatmaktaydı (Saturae III. 232 ve dev.):
«Peki, iyi bir gece uykusu çekmek için gidip nerede kalmalı? Roma’da dinlenmek için insanın zengin olması gerekir. Aslında hastalıklarımızın kaynağı uykusuzluk. Geceleri, daracık, dolambaçlı caddelerden geçen arabalar ve sığırtmaçların ipini koparmış hayvanlara savurdukları küfürler ya Claudius’u ya da sahildeki fokları uykusuz bırakır».
                                                                                    H. Malay        
 
KISA KAYNAKÇA:
F.F. Abbott - A.C.Johnson, Municipal Administration in the Roman Empire (1926), 288-298, no. 24
O.F. Robinson, Ancient Rome, City Planning and Administration (1994)
R. Laurence, The Roads of Roman Italy (1999)
L. Adkins - R.A. Adkins, Handbook to Life in Ancient Rome (2004)
J.W. Humphrey, Ancient Technology (2006), 172, Doc. 34