TANRI APOLLON’UN, DOĞAL DENGEYİ BOZMAYA KALKIŞAN KNİDOS (DATÇA) KENTİNE YAPTIĞI UYARI
«BERZAHTA BİR KANAL AÇARAK KENTİNİZİ YARIMADADAN AYIRMAYIN;
BUNA GEREK OLSAYDI, ZEUS ORAYI BİR ADA YAPARDI!»
Antik devir inancına göre doğada herşey zaman ve mekan bakımından mükemmel bir konumdaydı (Homeros, Odysseia 19.592-3). Bu yüzden doğaya müdahale edilmemeliydi. Zaten böyle bir çaba, dünyayı kardeşleri arasında pay ederken onun sınırlarını da belirleyen Zeus’a meydan okumak demekti. Tarihçi Ksenophon’a göre, kendine özgü bir adaleti olan doğa, kendine iyi davranılırsa bolluk getirir, kötü davranılırsa bir süre hoş karşılar, ama bir noktadan sonra artık çok geçtir ve bunun kaçınılmaz sonuçları vardır; bunlar seldir, açlıktır, hastalıktır ve ölümdür (Oikonomikos, 5.12).
İ.Ö. 4. ve 3. yüzyıllarda yaşayan ünlü düşünür Theophrastos inanırdı ki doğaya aykırı olan herşey tehlikelidir. Bu yüzden, mevcut dengenin korunabilmesi için doğa ile uyum içinde yaşamamız gerekir:
«Thessalia’daki Larissa kenti civarında eskiden bol su vardı. Hatta buradaki düzlük bir zamanlar bir göldü. Hava daha sisli ve ılımandı. Ama sonra kanallar açılarak buradaki sular çekildi ve artık burada su toplanmaz oldu. Bunun sonucunda havalar soğudu ve don olayları arttı. İşte kanıtları: Eskiden burada, hatta kentin içinde bile çok kaliteli zeytin ağaçları olurdu; ama artık hiçbir yerde yok. Eskiden asmalar donmazdı, ama artık donuyorlar!» (De Causis Plantarum, 5.14.2-3).
Halikarnassos’lu (Bodrum) ünlü tarihçi Herodotos’un yazdığına göre, Datça yarımadasına dar bir berzahla (isthmos) bağlı olan Knidoslular, İ.Ö. 6. yy. ortalarında yaklaşan Pers istilasını savuşturabilmek için bu berzahta derin bir kanal açarak kenti bir ada haline getirmeyi planlarlar (Knidosluların kanal kazmayı kararlaştırdıkları bu yerin, olasılıkla Gökova ile Hisarönü körfezlerinin birbirine 1 km. kadar yakınlaştıkları, Bencik koyunun kuzey ucundaki Balıkaşıran mevkii olduğu düşünülmektedir). Ama hem Harpagos komutasındaki Pers ordusu bölgeye yaklaştığı için zaman çok kısa, hem de bu iş çok zor ve tehlikelidir; kayaların parçalanması sırasında sırasında etrafa sıçrayan taş parçaları nedeniyle, beklenenden çok daha fazla sayıda işçi özellikle gözlerinden yaralanır. Öyle ki, Knidoslular bu projenin iyi bir fikir olup olmadığını tartışmaya başlarlar ve çalışmalarına devam edip etmeme konusunu danışmak üzere Delphoi’daki Apollon kehanet merkezine elçiler gönderirler. Ama Tanrı Apollon’un kendilerine verdiği cevap beklemedikleri kadar sert olur:
«Berzahta duvar örmeyin; kanal da kazmayın. Eğer Zeus isteseydi zaten orayı bir ada yapardı!».
Diğer bazı antik devir tarihçilerinin de değindiği bu olayda Knidos kenti doğanın kurulu düzenini bozmaya, daha doğrusu tanrıların işlerine karışmaya kalkışmıştı. Bu cevap üzerine Knidoslular kanal çalışmalarını hemen durdurdular ama kent kısa bir süre sonra Persler'in eline geçmekten kurtulamadı.
KISA KAYNAKÇA:
J.D. Hughes, Environmental Problems of the Greeks and Romans. Ecology in the Ancient Mediterranean (2nd ed.), 2014.
T. Kwiatkowska ‒ A. Holland, “Dark is the World to Thee: A Historical Perspective on Environmental Forewarnings”, Environment and History, Sayı 16-4, 2010, s. 455-482.
J. Fontenrose, The Delphic Oracle, 1978, s. 305-306
Ch. Constantakopoulou, The Dance of the Islands, 2007, s. 151-152