İ.S. I. YÜZYILDA MİGREN’E KARŞI YAPILMIŞ BİR MUSKA (AMULET)
Migren sözcüğü, Grekçe’de “başın yarısı” anlamına gelen hemikranon (hemi + kranon) sözcüğünden türemiştir. Antik devirde bu hastalığa yakalanan insanlar, üzerlerinde, papyrus veya altın, gümüş, bakır ya da bronz yaprak (lamella) üzerine yazılmış bir büyüden oluşan bir migren muskası (amulet) taşırlar ve böylelikle iyileşmeyi umarlardı. Çünkü onlara göre, migren nöbetlerine Antaura adındaki dişi bir cin (daimon) neden oluyordu. Denizlerden çıkıp gelen Antaura’nın adı “ters rüzgar” (anti+aura) anlamına gelmekte ve onun gönderdiği rahatsız edici rüzgarlar şiddetli migren nöbetlerine neden olmaktaydı.

Avusturya’daki Carnuntum (Altenburg) adlı Roma askerî kolonisinde bulunmuş olan ve İ.S. 3. yüzyıla tarihlenen bir lahitteki kişisel eşyalar arasında ilginç bir Grekçe muska yer almaktadır. Gümüş bir yapraktan oluşan bu muska, üzerinde taşıyanı migren’e karşı korumak üzere hazırlanmış bir büyüdür.   
Alt kısmı eksik olan bu büyünün çevirisi şöyledir:
«Migren’e karşı: Antaura denizden çıkıp geldi ve önce dişi bir geyik gibi, sonra da bir inek gibi haykırdı.
Ephesos’lu (tanrıça) Artemis onu buldu ve şöyle seslendi:
- Nereye gidiyorsun Antaura ?
Antaura cevap verdi:
- Başın yarısına (migren’e) gidiyorum.
Artemis:
- Hayır, başın yarısına (migren’e) gitme! ...».
Büyünün kimin için yapıldığının belirtilmemiş olması, bunun kalıtsal migren’i olan bir ailenin farklı bireyleri tarafından taşınmış olduğunu gösteriyor olabilir. Dahası, harf şekillerine bakarak İ.S. 1. yüzyıla ait olması gereken bu muskanın İ.S. 3. yüzyıla ait bir mezarda çıkması, onun bu ailedeki değişik kimseler tarafından 200 yılı aşkın bir süre taşınmış olduğunu göstermektedir.   
Son kısmı noksan olsa da, Artemis Antaura’ya bir başka yere (örneğin, dağlara) gitmesini emretmiş olmalıdır. Nitekim bu büyünün Ortaçağ’da Hristiyanlar tarafından hala kullanılmakta olan bir versiyonunda Artemis’in yerini İsa Peygamber almıştır:
«Başağrısına Karşı Migren Duası:
Migren, denizden gösteriş içinde ve gürültü çıkararak geldi ve Efendimiz İsa onu bulup sordu:
- Nereye gidiyorsun, ey başağrısı ve migren ve kafada ve gözlerde ağrı, yanma, gözyaşı ve baş dönmesi ?
Başağrısı, Efendimiz İsa’ya cevap verdi:
- Kulunuz filancanın başına yerleşmeye gidiyoruz.
Efendimiz İsa ona şunu dedi:
- Bak, benim kuluma gitmeyeceksin! Aksine, hepiniz defolun ve sarp dağlara çıkıp bir boğanın başına yerleşin! Orada et yer, kan içer, gözleri tahrip eder, baş ağrıtır ve bunlarla gururlanır, dans edebilirsiniz. Ama bana itaat etmezseniz, sizi orada, ne bir köpeğin havladığı ve ne de bir kuşun öttüğü yanardağın üzerinde yok ederim! ...».
                                                                                           H. Malay        
 
KISA KAYNAKÇA:
R. Kotansky, Greek Magical Amulets. The Inscribed Gold, Silver, Copper and Bronze Lamellae I (1994), 58-71, no. 13.
D. Ogden, Magic, Witchcraft, and Ghosts in the Greek and Roman Worlds (2002), 266, no. 260.
G. Luck, Arcana Mundi. Magic and the Occult in the Greek and Roman Worlds. A Collection of Ancient Texts (2006), 281, no. 76.