KUTSAL KÖLE THEDOROS’UN ÇAPKINLIKLARI
VE TANRI MEN TARAFINDAN KÖR EDİLMESİ
Roma imparatorluk devrinde Lydia’nın volkanik Kula (Katakekaumene) yöresindeki kırsal tapınaklar yörenin dindar insanları üzerinde ağır bir baskı kurmuşlardı. Öyle ki, buralarda tapınılan tanrı veya tanrıçaları öfkelendiren herhangi bir davranışta bulunmanın cezası ağır bir hastalık ya da ölümdü. Böyle bir günahı işleyen kişinin yapması gereken ilk şey, tapınakların talep ettikleri hayli ağır bir maddî bedel karşılığında «tanrıları yatıştırmak»tı. Karaselendi köyü (Silandos) civarında bulunarak Manisa Müzesi’ne taşınan 26 satırlık Grekçe bir adak yazıtı, üç kez çapkınlık yaptığı için tanrı Men tarafından gözleri kör edilerek cezalandırılan Theodoros adındaki bir tapınak kölesinin itiraflarını (confessio) ve onun tanrıları nasıl yatıştırdığını dile getirmektedir. Dinler tarihi açısından büyük önem taşıyan bu yazıtın çevirisi şöyledir:
«320 (= İ.S. 235) yılının Panemos ayının 12. gününde:
Theodoros: Tanrı Zeus ile Büyük Men Artemidorou bana rehberlik edip aklımı başıma getirdiler.
Tanrı Men: İşlediği günahlardan dolayı, Theodoros’u gözlerinden cezalandırdım.
Theodoros: Haplokomas’ın kölesi ve Eutykhes’in karısı olan Trophime ile meclis binasında birlikte oldum (ve böylece ilk günahı işledim).
Karar: Birinci günahını bir koyun, bir keklik ve bir köstebek vererek ödeyecek.
Theodoros: Non(n)os tanrılarının bir kölesi olduğum sırada flütçü kadın Ariagne ile ilişkiye girdim ve böylece ikinci günahı işledim.
Karar: Bu günahını bir domuz yavrusu, bir ton balığı ve bir başka balık vererek ödeyecek.
Theodoros: Flütçü kadın Arethousa ile cinsel ilişkiye girdim ve bu şekilde üçüncü günahı işlemiş oldum.
Karar: Bu günahını bir piliç, bir serçe, bir güvercin, bir ölçek arpa ile karışık buğday, bir ölçek şarap ve bir ölçek buğdayla ödeyecek. Ayrıca rahipler için de bir ölçek şarap verecek.
Theodoros: Zeus’tan (da) yardım istedim.
Tanrı Men: İşte bak! Onu günahlarından dolayı cezalandırmıştım. Ama şimdi o tanrıların öfkesini yatıştırdı ve bir yazılı taş dikti; böylece cezalarından kurtuldu. Tanrılar Meclisi’ne de danıştım. Ve şimdi ondan hoşnutum. Çünkü yazılı taş tam benim saptadığım günde dikildi. Hapishaneyi açabilirsiniz; mahkumu bir yıl on ay sonra serbest bırakıyorum».
Yazıtta bahsedilen olayları şu şekilde hikaye etmek mümkündür: Henüz tam yerini bilmediğimiz, ama Karaselendi civarında olması gereken Non(n)ou adındaki bir köyde yaşayan tapınak kölesi (ya da kutsal köle) Theodoros, bilmediğimiz bir nedenle kör olmuştu. Şifa dilemek için Ay Tanrısı Men’in tapınağına başvuran bu adam, Tanrı ile sürekli iletişim halindaki rahiplerin de telkini ile, işlediği günahları anlatmış ve bu arada yukarıda sözü edilen üç yasak ilişkisini de itiraf etmek zorunda kalmıştı. Theodoros ile Tanrı Men adına konuşan rahibin «kutsal tiyatro» olarak da nitelenen bir ortamdaki bu konuşmaları olasılıkla Men tapınağında ve tanrıların heykellerinin önünde gerçekleşmişti. Böylece, Theodoros’un üç farklı kadınla yaşadığı yasak ilişkiden dolayı Tanrı tarafından kör edildiği ortaya çıkmıştı.
Günahkar köle Theodoros’un, gözlerinin açılması için önce «Tanrı’nın öfkesini yatıştırması» gerekmekteydi. Ama tanrıları hoşnut etmek ancak bazı pahalı ritüellerin yerine getirilmesi ile mümkündü. Örneğin ondan, tapınağa ilk iki günah için üçer farklı hayvan, üçüncü günah için de üç farklı hayvana ek olarak belli miktarlarda hububat ve şarap vermesi istenmişti. Ve kuşkusuz, bir ibret teşkil etmesi ve Tanrı Men’in gücünün ne kadar büyük olduğunu anlatması için bu itiraflarını bir taş üzerine yazdırıp tapınağın bahçesine dikmek zorundaydı.
Tanrısal öfkenin yatıştırılması için günahkar kişilerden üç farklı hayvan ya da «farklı ses çıkaran üç hayvan (= triphônion)» talep edilmesi ritüeli antik dünyada yalnızca volkanik Kula (Katakekaumene) yöresine özgüdür. Kimi bilim adamları, bu uygulamanın Doğu kökenli bazı inançlardan kaynaklandığını, hatta bu hayvanların her birinin toprak (köstebek), su (balık) ve hava (serçe) gibi temel elementleri temsil ettiklerini ileri sürmüşlerdir. Ancak bu konuda kesin şeyler söylemek için yeni buluntulara ihtiyaç vardır.
Sonuçta Tanrı Men, Theodoros’un pişmanlığından ve kendisinden istenenleri «tam zamanında» yerine getirmiş olmasından hoşnut kalmış ve günahkarın iki yıla yakın bir süredir yaşadığı «hapishane (phylake)»den salıverilmesine karar vermiştir (buradaki «hapishane» sözcüğü kuşkusuz metaphorik olarak kullanılmış olup, «karanlık, körlük» anlamına gelmektedir). Tüm bu vecibeleri yerine getirdikten sonra Theodoros’un gözlerinin açılıp açılmadığını; ama daha da önemlisi, Theodoros ile aşk yaşayan ve adları uluorta teşhir edilen Trophime (evli), Ariagne ve Arethousa adındaki kadınların akibetlerinin ne olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
H. Malay
KISA KAYNAKÇA:
H. Malay, Epigraphica Anatolica 12, 1988, 151-2; Arkeoloji ve Sanat 89, 1999, 12-3 ve Toplumsal Tarih 137, 2005, 57-8.
G. Petzl, Epigraphica Anatolica 12, 1988, 155-66 ve Die Beichtinschriften Westkleinasiens, 1994, no. 5.
A. Chaniotis, Ancient Medicine in its Socio-Cultural Context II (ed. Ph.J. van der Eijk – H.F.J. Hortmanshoff – P.H. Schrijvers), 1995, 333-5.
P. Herrmann – H. Malay, New Documents from Lydia, 2007, no. 54 ve 70.
A. Chaniotis, From Hellenism to Islam. Cultural and Linguistic Change in the Roman Near East (Ed. H.M. Cotton – R.G. Hoyland – J.J. Price – D.J. Wasserstein), 2009, 132-3.